Yemek Haber Sitesi

Haber Takip Merkezi – Güncel ve Tarafsız Haber Sitesi – Ülkenin Nabzını Tutan Site

Uzman: ‘Tavuk döner kaynaklı zehirlenmeler, kitlesel sağlık krizlerine yol açabilir’

Son besin zehirlenmesi vakalarını değerlendiren Prof. Dr. Doğancı, "Yeterince pişirilmediğinde stafilokok, salmonella ve basillus gibi bakteriler toksin üretebilir. Bu toksinler, besinin tadını veya kokusunu değiştirmediği için kolayca fark edilemez ve kitlesel zehirlenmelere yol açar" dedi.

Kocaeli ve Konya’daki Besin Zehirlenmesi Vakaları Tehlike Saçıyor

Kocaeli ve Konya’da meydana gelen ve çok sayıda insanı etkileyen besin zehirlenmesi vakaları, halk sağlığı için büyük bir tehdit oluşturuyor. Enfeksiyon Uzmanı Prof. Dr. Levent Doğancı, salgınları ve alınması gereken tedbirleri değerlendirdi.

Kocaeli’deki vakaların merkezinde bulunan tavuk döner tüketiminin yüksek risk taşıdığı konusunda uyarıda bulunan Prof. Dr. Doğancı, “Tavuk eti gibi uzun süre dışarıda pişirilen yiyeceklerin tüketimi risklidir. Yeterince pişirilmezse, stafilokok, salmonella ve basillus gibi bakteriler toksin üretebilir. Bu toksinler besinin tadını veya kokusunu değiştirmediği için kolayca fark edilemez ve kitlesel zehirlenmelere yol açabilir” dedi.

“Tavuk Döner Üretim ve Tüketimi Kısıtlanabilir”

Ekonomik krizle birlikte artan tavuk eti tüketiminin halk sağlığını tehlikeye attığını belirten Doğancı, “Tavuk dönerin birkaç gün saklanıp tekrar ısıtılması gibi uygulamalar ciddi risk oluşturur. Bu nedenle tavuk döner üretiminin ve tüketiminin kısıtlanması düşünülmelidir” şeklinde konuştu.

Türkiye’de besin güvenliğinin denetiminde eksiklikler olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Doğancı, “ABD’deki FDA gibi bağımsız ve etkili denetim kurumlarına ihtiyaç var. Aynı zamanda salgınlara hızlı yanıt verecek, CDC benzeri ulusal bir hastalık kontrol merkezi kurulmalıdır” ifadelerini kullandı.

Antibiyotikli Tedavilere Dikkat!

Besin zehirlenmelerinde gereksiz antibiyotik kullanımının ve yanlış tedavi yöntemlerinin başka sağlık sorunlarına neden olabileceğine dikkat çeken Doğancı, “Antibiyotikler, toksinlere karşı etkili değildir. Gereksiz kullanımları, bazı durumlarda daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir” dedi.

Salgınlarla başa çıkabilmek için önceden hazırlanmış senaryoların ve tanı/takip protokollerinin büyük önem taşıdığını belirten Prof. Dr. Doğancı, “Hangi örneklerin hangi laboratuvarlara gönderileceği, hasta tedavisinin hangi rehberlere göre yapılacağı gibi detaylar önceden belirlenmelidir. Medyanın doğru ve bilimsel bilgilerle bilgilendirilmesi, halkın güvenini sağlamak açısından kritik önem taşır” şeklinde konuştu.

Son olarak, toplum sağlığının korunması için yerel ve ulusal düzeyde iş birliği ve sürekli güncellenen meslek içi eğitimlerin önemine vurgu yapan Doğancı, “İstatistiklerin doğru bir şekilde tutulması ve kamuoyuyla şeffaf şekilde paylaşılması, gelecekteki önlemlerin daha etkili olmasına katkı sağlayacaktır” dedi.