İktisatçı Mahfi Eğilmez: Toplum doğru ile yanlışı ayırt etme yetisini kaybetti

Gerçek Ötesi Kavramı ve Toplum Üzerindeki Etkileri

Hazine eski Müsteşarı Dr. Mahfi Eğilmez, “Kendime Yazılar” blogunda yayımladığı “Gerçek Ötesi” başlıklı yazısında, “gerçek ötesi” kavramını ve bireyler üzerindeki etkilerini ele aldı. Eğilmez, gerçeklerin çarpıtılarak sunulduğu ortamlarda, insanların bu çarpıtılmış gerçeklere inanmayı tercih ettiğine dikkat çekti.

Eğilmez, toplumda doğru ile yanlışı ayırt etme yetisinin zayıfladığını belirterek, “Uzun süredir gerçeklerin farklı anlatıldığı bir ortamda yaşıyoruz. İmparatorluğu batırmış olanların kahraman, ülkeyi kurtarmış olanların hain olarak anlatıldığına tanıklık ediyoruz. İnsanların önemli bir bölümü bu yalanları gerçek olarak kabul edip savunuyor”.

Ekonomi üzerinden örnek veren Eğilmez, gerçek durumun saklanamayacağını vurgulayarak şunları söyledi: “Bazı insanlar geçinemiyor, işsiz kalmış olduklarını ifade ediyorlar ancak aynı zamanda Almanya’nın bizi kıskandığına inanıyorlar. Almanya’da kişi başına gelirin bizimkinin dört katı olduğunu söyleseniz, bu durumda bile kuşkuyla karşılanıyor.”

Gerçeklerin yerine çarpıtılmış bilgileri benimsemenin bireyler ve toplumlar üzerinde olumsuz etkiler yarattığını vurgulayan Eğilmez, “Taraftarlık, eleştirel yaklaşımı yok ederek fanatikliği körüklüyor. Gerçek ötesinden daha sorunlu olan, bireylerin bu çarpıtılmış gerçekleri tercih etmesidir. Bu durum, insan aklını esir alır ve tedavisi zor ruhsal sorunlara yol açabilir”.

*******

Mahfi Eğilmez’in yazısının tamamı ise şöyle:

Gerçek ötesi kavramı ilk kez oyun yazarı Steve Tesich tarafından 1992 yılında The Nation Dergisinde yayınlanan “Yalanlar Hükümeti” başlıklı bir makalede kullanıldı. Tesich, makalesinde, hükümetlerce ortaya atılan yalan bilgilerin insanlarca sorgulanmadan kabul edildiğini vurguluyordu. Ralph Keyes’in 2004 yılında yazdığı Hakikat Sonrası Çağ adlı kitabında gerçek ötesi kavramı daha geniş bir anlamda yer aldı ve yaygınlaştı.

Çevremizde olan her şey gerçektir. Algılayabildiklerimiz gerçeklik olur. Duyu organlarımızdan aldığımız bilgileri beyin yorumlar ve anlamlandırır, böylece bir gerçeği algılarız. Gerçeği algılayabilmek için önceden bilgi sahibi olmak gerekir. Eğer bilgi sahibi değilsek bize söylenenleri gerçek olarak kabul ederiz.

Oxford Sözlüğü gerçek ötesi kavramını “Belirli koşullar altında kamuoyu oluşturmada kişisel inançlar ve duygular, objektif gerçeklerden daha etkileyicidir” şeklinde tanımlar. Bu durum, özellikle dinsel inançların ve fanatik taraftarlığın siyasal tercihler üzerinde ve hükümetçe açıklanan verilerin kabul edilmesinde ne kadar etkili olduğunu gözler önüne serer. Ralph Keyes kitabında, “Beyaz yalan dostu bir çağda yaşıyoruz. Diğerlerini aldatmak bir nevi boş zaman faaliyetine dönüşmüş durumda” diyor. Beyaz yalan olsa sorun olmaz ama kara yalanlar söz konusu olduğunda durum değişir. Birçok insan gerçek ötesini tercih ediyor gibi görünüyor. Gerçek ötesi tercih; “kendi inancına veya düşüncesine ya da taraftarlığına uygun görüşleri alıp ötekileri dinlememe” olarak tanımlanabilir. Gerçeği söyleseniz bile gerçek ötesini tercih edenleri ikna edemezsiniz. Bu durumu gözlemleyebiliriz.

Uzun süredir gerçeklerin farklı anlatıldığı bir ortamda yaşıyoruz. Gerçek tarihin yalan, yalanların gerçek tarih olduğuna inanmamızın beklendiği bir çerçevemiz var. İnsanların büyük bir kısmı bu yalanları gerçek olarak kabul edip savunuyor, hatta gerçekleri anlatanları suçluyor. Benzer durum ekonomide de sık sık karşımıza çıkıyor. Ancak ekonomide gerçek durumu gizlemek o kadar kolay değil çünkü insanlar o durumu yaşamaktadır. Örneğin enflasyon ve işsizlik oranlarını paylaştığınızda hemen itirazlarla karşılaşırsınız ve insanlar hükümetin açıkladığı oranlardan daha yüksek olduğunu belirtirler. Bu durumu sadece fanatik taraftarlar değil, genel olarak insanlar da yaşamaktadır. Ancak ilginç bir durum var, bazı insanlar zorluklarını ifade etseler de aynı zamanda Almanya’nın bizi kıskandığına inanıyorlar. Almanya’da kişi başına düşen gelirin bizden dört kat fazla olduğunu dile getirseniz bile bunu kabul etmekte zorlanırlar.

Taraftarlık, eleştirel yaklaşımın yerini fanatizme bıraktığında, taraftarların söylediği her şeyi kabul eden kişiler ortaya çıkar. Bu durum gerçek ötesini tercih etme durumudur. Gerçeği ne kadar anlatsanız da, kanıtlasanız da gerçek ötesini tercih edenler olacaktır. Gerçek ötesini tercih etme sorunu, gerçek ötesinden daha büyük bir sorundur çünkü bu durum insan zihnini esir alır, tedavisi zor ruhsal sorunlara yol açabilir.

Related Posts

n11’i kim satın aldı? Büyük gizem çözülemiyor!

Türkiye’nin son yerli sahipli çevrimiçi alışveriş platformu n11’in yeni sahibi Abu Dabi merkezli DMSF oldu. Geçen hafta satış haberi açıklanırken, satışın Rekabet Kurumu tarafından onaylanması bekleniyor.2023’te Getir’in satın aldığı n11 kısa süre …

Anneler Günü hediyesi ‘gökten’ indi: Bahçesine göktaşı olduğu düşünülen cisim düştü

Tunceli’nin Çemişgezek ilçesine bağlı Arpaderen köyüne bağlı Doruk mezrasında yaşayan 85 yaşındaki Fehime Ekici’ye ait evin bahçesine göktaşı olduğu düşünülen cisim düştü. Ekici, “Anneler Günü hediyesi” benzetmesinde bulundu.

Ukrayna’da üçüncü kez ateşkes ilan eden Putin, yarın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşecek

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’da üçüncü kez ateşkes ilan etti. Ukrayna ile 15 Mayıs’ta İstanbul’da ön koşulsuz doğrudan görüşmelerin yeniden başlatılmasını öneren Putin, Türkiye’nin Rusya-Ukrayna müzakerelerinin düzenlenmesindeki rolüne dikkat çekerek, yarın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşeceğini bildirdi.

2025 evde bakım maaşı ne kadar? Mayıs ayı evde bakım aylığı yattı mı?

Evde bakım maaşı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından her ay hak sahiplerine ödeniyor. Peki, 2025 evde bakım maaşı ne kadar? Mayıs ayı evde bakım aylığı yattı mı?

Türk-İş Genel Başkanı Atalay’dan hükümete hodri meydan: ‘Özelleştirin bakalım yapabilir misiniz?’

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, şeker fabrikalarının özelleştirilmesine ilişkin sert ifadelerle hükümete yüklendi. Atalay, “Şu anda 14-15 fabrika olmasaydı şekeri üç misli, beş misli fiyata yiyecektik. Özelleştirin bakalım yapabilir misiniz? Yapamazsınız!” diyerek uyarıda bulundu.

Türkiye’de hava yoluyla seyahat eden yolcu sayısı 4 ayda 64,2 milyonu aştı

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’de nisanda 19 milyon 74 bin 321 yolcunun hava yoluyla seyahat ettiğini belirterek, “Ocak-nisan döneminde direkt transit yolcularla birlikte 64 milyon 250 bin 267 yolcuya hizmet verildi.” dedi.